Seçili Sergilenen Eserler
Serap Atala’nın Resimleri Üzerine
Serap Atala’nın sanat serüvenini ilk sergisindeki suluboyalarından başlayıp, daha sonra yağlı boyaya geçişi ve son sergisindeki resimlerine kadar izleyen bir sanat sever olarak diyebilirim ki, Atala’nın, pentür anlayışını, kompozisyonlarındaki kurgu ve resimsel dengeyi, ve paletinin renk duyarlılığını ustaca birleştirdiği eserlerinde bir sentez oluşturduğu görülmektedir. Sanatçı, resimlerinde kadınsı duyarlılıktan kaynaklanan bir tat ve kendine özgü masalsı bir atmosfer yaratır. Resminin armonisini zenginleştirmek özelliğini de aynı tutarlılıkla koruyarak, yukarıda belirttiğimiz özellikleriyle yoğurup ortaya koyduğu eserlerinde konu olarak objeleri değil, objelerin idealarını ele alır. Bu nedenle, Serap Atala her bir eserini adeta kendi damgası haline getirerek kendisi olmayı başarmış özgün bir sanatçıdır.
Atala’nın bu özgün anlatımı, duygu ve düşünce yoğunluğunun hissedildiği, renk-doku ve hayal gücü ekseninde derinliği olan, nedenselliğe yer vermeyen, zaman ve mekan kavramlarından arınmış, hayali bir dünyanın çağdaş yorum halinde dışa vurumudur. Bu lirik ekspresyonist anlatım yanında, sanatçı topluma kendi iç dünyasından bir şeyler sunabilme adına, estetik değerlerin yanında hümanizmiyle eserlerine dinamizm katarak yapıtlarında izleyiciye özgürlük duygusu tattırmaktadır.
Temaları, renk ve biçimleriyle temel niteliği özgünlük olan bu eserler karşısında estetik bir heyecan ve haz duymamak imkansızdır. Serap Atala’nın kendi resmini yapacak kadar yürekli bir sanatçı olarak daha şimdiden ülkemizin resim sanatı sürecinde kendine özgü bir yer edindiği aşikardır.
Ahmet Arslanbek